• Anasayfa
  • Muhammed  suresi
  • Muhammed  20
  • Muhammed Suresi 20. Ayet Meali

    وَيَقُولُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَوْلَا نُزِّلَتْ سُورَةٌ ۖ فَإِذَآ أُنزِلَتْ سُورَةٌ مُّحْكَمَةٌ وَذُكِرَ فِيهَا ٱلْقِتَالُ ۙ رَأَيْتَ ٱلَّذِينَ فِى قُلُوبِهِم مَّرَضٌ يَنظُرُونَ إِلَيْكَ نَظَرَ ٱلْمَغْشِىِّ عَلَيْهِ مِنَ ٱلْمَوْتِ ۖ فَأَوْلَىٰ لَهُمْ
    Ve yekûlullezîne âmenû lev lâ nuzzilet sûreh(sûretun), fe izâ unzilet sûretun muhkemetun ve zukire fî hel kıtâlu re’eytellezîne fî kulûbihim maradun yanzurûne ileyke nazaral magşiyyi aleyhi minel mevt(mevti), fe evlâ lehum.
    İnananlar, “Keşke bir sûre indirilse!” derler. Fakat hükmü apaçık bir sûre indirilip de onda savaştan söz edilince; kalplerinde hastalık olanların, ölüm baygınlığına girmiş kimsenin bakışı gibi sana baktıklarını görürsün. O da onlara pek yakındır.
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: İnananlar, “Keşke bir sûre indirilse!” derler. Fakat hükmü apaçık bir sûre indirilip de onda savaştan söz edilince; kalplerinde hastalık olanların, ölüm baygınlığına girmiş kimsenin bakışı gibi sana baktıklarını görürsün. O da onlara pek yakındır.
  • Diyanet Vakfı: İman etmiş olanlar: Keşke cihad hakkında bir sûre indirilmiş olsaydı! derler. Ama hükmü açık bir sûre indirilip de onda savaştan söz edilince, kalplerinde hastalık olanların, ölüm baygınlığı geçiren kimsenin bakışı gibi sana baktıklarını görürsün. Onlara yakışan da budur!
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İman edenler: «Bir sure indirilseydi?» diyorlar. Ancak kesin hükümlü bir sure indirilip onda savaş anılınca kalplerinde bir hastalık bulunanların tıpkı ölüm baygınlığında olan kimsenin bakışı misali sana baktıklarını görürsün. O da onlara pek yakındır.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: İman edenler: «Keşke cihad hakkında bir sûre indirilse.» derlerdi. Ama hükmü açık bir sûre indirilip de, içerisinde savaş zikredilince kalplerinde hastalık olanların ölüm korkusuyla baygınlık geçiren bir kimsenin bakışı gibi sana baktığını görürsün. Oysa onlar için ölüm yaşamaktan daha uygundur.
  • Ali Fikri Yavuz: İman edenler diyorlar ki: “- (Cihada dair) bir sûre indirilseydi!...” Derken açık ve kesin bir sûre indirilip onda savaş anılınca, kalblerinde bir maraz (nifak) bulunanları görüyorsun: Sana öyle bir bakış bakıyorlar ki, ölümden baygınlık gelmiş kimsenin bakışına benziyor. Onun da başlarına gelmesi pek yakındır.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): İyman edenler «bir Sûre indirilseydi» diyorlar, derken muhkem bir Sûre indirilip onda kıtâl zikredilince kalblerinde bir maraz bulunanları görüyorsun sana öyle bir bakış bakıyorlar ki; tıpkı ölümden baygınlık gelmiş kimsenin bakışı, o da onlara pek yakındır
  • Fizilal-il Kuran: İnananlar «Keşke cihad hakkında bir sure indirilmiş olsaydı!» derler. Fakat hükmü açık bir sure indirilip de onda savaştan söz edilince, kalplerinde hastalık bulunanların sana ölümden bayılıp düşen kimsenin bakışı gibi baktıklarını görürsün. Oysa onlara düşen:
  • Hasan Basri Çantay: İman edenler «(Cihâd hakkında) bir sûre indirilmeli değil miydi?» derler (di). Fakat hükmü baakıy bir sûre indirilib de içinde muhaarebe zikr olununca kalblerinde maraz bulunanların —ölüm (zamanında) üstlerine baygınlık gelmiş olanların bakışı gibi— sana bakmakda olduklarını gördün. Hay (o korkdukları) başlarına gelesi adamlar!
  • İbni Kesir: İman etmiş olanlar; bir sure indirilmeli değil miydi? derler. Fakat muhkem bir sure indirilip de orada muharebe zikrolununca; kalblerinde hastalık olanların, ölüm korkusundan bayılmış kimselerin bakışları gibi sana baktıklarını görürsün. Bu, onlar için daha evladır.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Ve imân edenler derler ki: «Bir sûre indirilmiş olmalı değil mi idi?». Vaktâ ki, bir muhkem sûre indirildi ve onda savaş zikredildi, kalblerinde bir hastalık olanları gördük ki, sana ölümden baygın kimsenin bakışı gibi bakıyorlar. Artık (ölüm) onlara daha layıktır.
  • Tefhim-ul Kuran: İman etmekte olanlar, derler ki: «(Savaş izni için) Bir sûre indirilmeli değil miydi?» Fakat, içinde savaş (kıtal) zikri geçen muhkem bir sûre indirildiği zaman, kalplerinde hastalık bulunanların üzerine ölüm baygınlığı çökmüş olanların bakışı gibi sana baktıklarını gördün. Oysa onlara evla: